1 Aralık 2010
Her yıl bir milyondan fazla kişiye HIV virüsü bulaşıyor, binlerce kişi bu hastalık yüzünden hayatını kaybediyor.
Bugüne kadar 30 milyondan fazla kişi hayatını kaybetti, yalnızca 2009 yılında ise 1,8 milyon kişinin bu hastalık nedeniyle yaşamı sona erdi. Ancak, sürdürülen mücadeleler, bilinçlendirme çalışmaları ve sivil toplum örgütlerince yürütülen projeler sayesinde, AIDS hastalığının yayılma hızı giderek azalıyor.
Değerli Basın Mensupları,
İstatistikler virüsün yayılma hızının azaldığını söylese de, günümüzde hala kesin bir tedavi yöntemi bulunmayan AIDS hastalığı, ne yazık ki tüm dünyada can almaya devam ediyor. İnsan vücudunun bağışıklık sistemini çökertip, normal şartlarda kolaylıkla mücadele edebileceği mikroplara karşı direnemeyecek duruma getiren virüs (HIV), AIDS hastalarının basit bir enfeksiyon karşısında bile hayatlarını kaybetmelerine neden olmaktadır.
Birleşmiş Milletler AIDS ile Mücadele Kuruluşu’nun (UNAIDS) 182 ülkeden gelen veriler ile hazırladığı Uluslararası AIDS 2010 Raporu sonuçlarına göre; dünya genelinde hastalık beklenenden daha olumlu bir seyir izlese de, 2009 yılında dünya genelinde 2,5 milyonu 15 yaşın altındaki çocuklardan oluşan toplam 33,3 milyon insanın AIDS virüsü ile yaşadığı ve bunların 15,9 milyonunu kadınların oluşturduğu görülmektedir.
AIDS’e İlişkin En Önemli Sorun: Bilgisizlik
AIDS yalnızca sağlık sorunu değil aynı zamanda toplumsal bir sorundur. AIDS’in azaltılması ve hatta dünya üzerinden kaldırılması için hükümetlere, sağlık meslek örgütlerine ve sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Özellikle Afrika kıtasında ciddi boyutlara ulaşmış olan AIDS, gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle milyonlarca genç kadını ve dolayısıyla milyonlarca yeni doğanı etkilemektedir. Bu açıdan, erken teşhis ve gerekli tedavi yöntemlerinin eksiksiz ve uygun maliyetle halka ulaştırılması çok önemlidir. Dolayısıyla AIDS ilaçları üzerindeki patent ve veri koruması kaldırılmalıdır. Dünyanın güçlü devletleri, bir kıtayı yok olma noktasına getirmiş bu hastalıkla mücadele etmek için daha aktif işbirliği sergilemelidir.
Bununla birlikte virüs taşıyan kişilere karşı ayrımcılığın mutlaka önlenmesi gerekir. AIDS’ten gerekli önlemleri alarak korunmak mümkündür ancak unutulmamalıdır ki; hastalık ancak kan yoluyla ve cinsel yolla bulaşmaktadır. Bu nedenle hastalığa yakalanmış kişiler toplumdan dışlanmamalıdır.
Sağlığa ilişkin her konunun takipçisi olan Türk Eczacıları Birliği, AIDS konusundaki toplumsal bilincin yükselmesi, konuya ilişkin farkındalığın artırılması için her türlü girişimi desteklemektedir. Dolayısıyla, 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün bu amaçlara hizmet edebilecek önemli bir gün olduğuna inanıyoruz. Bu vesileyle, tüm sivil toplum örgütlerini, ülkemiz ve dünya için son derece tehlikeli olan bu hastalığa karşı birlikte hareket etmeye çağırıyor, sağlık profesyonellerini de sürdürülebilir bir AIDS ile mücadele programı oluşturulması için duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ